Temel haklar;
Yaşama, sağlık, eğitim, düşünce, din, bilim vs. (özgürlük çeşitlerinde bulabilirsiniz.)
Benim burada değineceğim tek konu ve birçok hakkı barındıran kişinin bireysel yaşam ve özgürlük hakkı. Buna hangi açıdan bakarsanız bakın bütün hakları içerdiğini göreceksiniz anayasada dahi.
Özgürlük denilince sadece insanların aklına sosyalleşme gelmesi ne acı bir kısır döngü.
Kişi kendini bulma özgürlüğüne sahipken bunu nasıl değerlendiriyor ya da değerlendirebiliyor mu? Kişinin elinden alınamayacak veya çok kolay alına bilecek tek şeydir, kendini haklarını görmesi de görmemesini sağlamakta! Bunu size yapacak tek kişi yine sizsiniz. Dış etmenler sadece bahane olmakla beraber suçlayıp sorumluluğu atacağınız en kolay nokta, bedeli ise çok ağır her ne kadar geç fark edilmiş olsa dahi. Kişinin en güzel ve kimsenin müdahale edemeyeceği tek nokta kendini tanıyabilme özgürlüğüdür. Kendinizi ne kadar tanırsanız bir o kadar özgürlüğünüzün tadına amacınıza ulaşmış olursunuz. Birçok kişiye sorsak kendini çok iyi tanıyordur, ki tanımaz olur mu, bu kadar küsur yıl kendisi ile yaşıyor. Şunu biliyorum ki kendini bırakın yaşadığı toplumda hak, hukuk, kişisel haklarını bile bilmiyor hatta mecbur kaldığında bile bilme ihtiyacı hissetmiyor. Gerek toplumsal baskı gerekse vardır bunda bir hayır deyip geçmesi maalesef. Toplumda bunun örnekleri çok fazla ki zaten kendini yaşam hakkını özgürlüğünü bilen insan bu alanlara da meyilli olacaktır. Her şeyi bilmek zorunda değildir, kendini ilgilendiren hakları bilmek zorundadır. Kendi alanını kimsenin ihlal etmesini istemeyen kişi ihlal etmemesi gereken noktaları da çok iyi bilmelidir ki özgürlük alanını netleştirebilsin.
Her neyse konumuza dönecek olursak, kişi kendini tanıdığı kadar bilinçli, özgür, mutlu ve saygılıdır. Hayattaki en önemli bilinç seviyesidir saygı. Kendine saygı duyan ve duyulmasını isteyen kişi alanını tanır ve tanıdığı kadar özgürleşir. Saygı başlı başına ansiklopedi yazılacak bir konudur bana göre. Kendini tanımak deyince kişinin sadece soy ağacından ya da neyi sevip sevmediğinden de bahsetmiyorum ki hala bunu daha bilmeyen insanlar varken özgürlük alanınıza saygı duymayan insanlara ne diyeceğim konusunda kitlenip kalıyor ve istemsizce uzaklaşma ihtiyacı hissediyor insan. Doğal olarak kendini tanımak istemeyen yani kendine dahi saygı duymayan insandan saygı beklemek yerde Yıldız aramak gibi bir şey olurdu.
Şuna değinmek isterim ki kendini tanımak derken kuantum noktasında atom altı parçacıklardan da bahsetmiyorum.
Seni sen yapan noktalar, yani bir nevi karakter ve fıtratından, neyin eksik neyin fazla olduğu, törpülemen ya da geliştirmen gereken yönlerini, kişisel alanına kimler ne kadar müdahale ediyor ya da müsaade ediyorsun. Şayet müsaade ediyorsan bunun nedeni değerlilik kısmı ve sonuçları. Senin gerçekten amaçların senin isteklerin doğrultusunda mı yoksa kişisel ve toplumsal baskılar mı? Keyf aldığın (kişinin kendine ve kişilere saygı çerçevesi altında) noktaları yapmamanın nedeni ve sebepleri veya nelerden keyf aldığını gerçekten biliyor musun? Karakterin gerçekten fıtratın doğrultusunda mi gelişiyor yoksa kişilerin istediği doğrultuda mı? Bunu sayfalarca yazabilirim? Yani kısaca kendi özgürlük alanına düşüncelerine isteklerine kendinden ve hayattan beklentilerine, artılarına eksilerine gelişimine, eğitimine seni sen yapacak her şeye ne kadar sahip çıkabiliyorsun. Kendine yapabileceğin en büyük kötülük kendi özgürlük alanını belirleyememektir ve maalesef ki bu en büyük yenilgiyi getirecektir. Suçlu ise hep birileri olacaktır. Hayatımızda “başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı noktada, bizim hak ve özgürlüğümüz biter.” Bu noktada her ne kadar üzücü olsa da köleleşmiş olursunuz istemeseniz dahi ki istemeseydiniz kendinizi keşfederdiniz. Farkındalık bilinci burada devreye giriyor. Herkesin kendine özel kişisel alanı vardır ve birçok insan bu alanını ihlal ettirdiği için sorun yaşamaktadır. Siz kendinizi ne kadar tanırsanız kişilere çizeceğiniz kişisel alanınızı o kadar kesinleştirirsiniz. Kişisel alanınızı ne kadar netleştirir ve sahip çıkarsanız o kadar net ve kararlı olursunuz. Bu size aynı zamanda saygı kapılarını açacaktır. İnsanların kişisel alanlarını da anlayıp saygı duyacaksınızdır.
Belki biraz ağır olsa da ki kişinin kendisi ile yüzleşmesi kolay olmayacaktır, şunu atlamamak gerek ki kölelikten de daha kolay olacaktır. Bu pandemi sürecinde kendinizi sorgulamaya, bulmaya ilgilenmeye, anlamaya yani size özel ve kimsenin müdahale edemediği bir özgürlük alanınız olduğunu, keşfetmeye en azından normal süreçlerde hayatın akışını sorumluluklarını bahane ederken şimdi bahanelik hiçbir şey olmadığını algılamanız her şeyden önce sizi bekleyen bir siz olduğunu unutmadan onu görmeye ne dersiniz? Düşündüğünüz kadar özgür olduğunuzu unutmayın. Sizi siz yapan her şey size özgürlüğünüzün kapılarını açacaktır.
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN;
Yorumlar