Sınırın sizdeki anlamı nedir? Size ait “buraya girilemez” levhalarınız var mı?
Sınır kelimesi TDK’ya göre komşu devletlerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi anlamında kullanılan bir isimdir.
Psikolojide ise biz bu terime, kişinin kendisine fiziksel duygusal anlamda özel bir alan oluşturup sağlıklı ilişkiler yaratabilmesi ve öz-değer duygusunun gelişimini sağladığı için önem veririz.
Son iki sene içinde yaşadığımız Pandemi ile fiziksel sınırların ne kadar ihtiyacımız olan bir konu olduğunu fark ettik temasın bizde yarattığı duygu gerginlik, endişe, korku olarak yaşandı çünkü bizi koruyan bu sınırın gerekliliği aslında duygusal anlamda da iyi hissedebilmemiz anlamına geliyor. Burada örneğin size çok yakın duran bir kişiye “çok yakınımda olduğunuz için rahatsızlık hissediyorum, uzaklaşanlar misiniz?” diyebilmek konudaki sınırınızı belirleyebilmek anlamına gelir.
Sınırların belirlenmesinin psikolojik anlamda ki kısmı ise iletişim içinde olduğumuz konularda yaşadıklarımız hakkında zihnimizi rahat ve özgür bırakabileceğiniz bir alanı temsil eder.
Örneğin zamanınızı alan bir ikili konuşmanın uzamış olması, inançlarınıza ait yargılanmanız, dış görünümünüzle ilgili eleştirildiğimiz bir an veya istemediğiniz bir şeye zorlandığınızı hissetmek bile duygusal sınırlarımızın ihlali anlamına gelir. Bu örnekler yaşanan ilişkiler iletişim kurduğumuz kişiler ne kadar çok ise o kadar da fazladır ve olma ihtimali de hep vardır.
Peki zihnimizi bu kadar özgür kılmak isterken orada sınır koyma davranışını neden gösteremiyoruz?
Öncelikle bize gelişme çağında kendimizi keşfetme farkındalığı ve nelerin bizi etkilediğini görebileceğimiz bir alan verilmemişse başkalarının sınır çizen davranışı normal olarak görerek kendimizi doğru ifade etmekten belki de sosyal onaya tabi olmak uğruna sağlıklı bir duruş göstermekten çekinebiliriz.
Sınırların çizilebilmesi için öncelikle bunu “fark etmek” gerekiyor. Size kim, nasıl, hangi durumlarda, ne şekilde davrandığında kendinizi kapana kısılmış, engellenmiş, susturulmuş, tedirgin, rahatsız kaygılı hissediyorsunuz? Bu duyguları tespit etmeye çalışın. Sonra gün içinde karşınıza çıkan olay ve durumlar size duygunuzun ne olduğunu rahatlıkla ortaya çıkaracaktır, sadece olayın sonundaki duygunuza odaklanmak ve bu beni nasıl hissettirdi? diye sormak gerekirse yazabilmek çok önemli. Tespit ettiğiniz konular için yeniden yaşandığını farz ederek, kendinize yani sınır oluşturmuş halinize ne söylerdiniz, nasıl tepki vermeyi tercih ederdiniz? bunun alıştırması yapın ve yeniden yazarak baştaki duygunuzla yenilenmiş cümlelerinizin sizdeki duygusunu karşılaştırın. Şimdi nasıl hissediyorsunuz?
Hayatımızın öğretileri her ne kadar bazı basmakalıp düşüncelerden gelse de keşfettiğiniz kendinize, bencillik ya da kabalık etiketi yapıştırmadan yepyeni sınırlarınızla özgürleşme sağlayabilirsiniz.
Zihniniz özgür olduğunuzda onay ihtiyacına sürekli sabit kalmadan Öz-değerinizin de farkına vararak yaşamış ve bunu da ilişkilerinize sağlıklı bir şekilde yaymış olursunuz.
Yorumlar