Kovid-19'un ikinci yılına doğru gidiyoruz.

Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 önce korku, tedbir tanıma, aşı ve normalleşme sürecini hep beraber yaşadık. Birçok bilim adamı gibi bizlerinde her adımda öngörülerimiz oldu. Çoğu yerinde öngörülerimize rağmen az da olsa, Kovid-19’unda yerince bizi şaşırttığı oldu. Yerince nedenlerini hep birlikte sorguladık.

Peki Kovid-19 çoğu bilim adamı Ekim 2021’de bitmesini beklerken neden bitmedi?

Bildiğimiz gibi 2021'e aşı ile birlikte salgına büyük bir umutla girdik. Yerinde stratejiler ile ülkemiz olarak salgında doğru kararlar ile dünya ülkelerinden pozitif olarak ayrışan ender ülkeler arasında yerimizi aldık.

Dünyada ülke olarak aşı üretmediği halde aşılamada öncü olduk.

En büyük sebep; gelişmiş ülkeler hızla aşılama programını bitirirken, gelişmemiş ülkeler henüz aşıya ulaşmamış olması bunun neticesinde virüsün yeni yaşam alanları bulmak için kendini mutasyona uğratması ve yeni varyantlara yol açması oldu. Artık mutasyon ve varyantları toplum olarak tanıdık. Aslında bu varyantlar beklentimiz dahilindeydi. Bugüne kadar virüs binlerce mutasyona uğradı ama hepsi pandemi yapacak seviyeye ulaşmadan kaybolup gitti. Ancak 32 mutantla birleşip kendini gösterme kabiliyetine erişen son olarak OMICRON adını verdiğimiz ve adını endişe mutasyonu olarak hafızalarımızda yer etti.

Ancak ilk baştaki endişelerimiz yeni veriler geldikçe yerini biraz daha sakinleşmeye ama tedbiri de elden bırakmamız gerektiğini hatırlattı. Türkiye olarak aşı tercihlerimiz ve 3’üncü doz aşılamada dünyaya göre daha erken başlamamızın büyük bir avantaj olduğunu hep birlikte görmekteyiz. Yine de tedbir amaçlı da olsa salgına karşı risk grubunda olanları ya da üzerinden 5-6 ay geçen vatandaşlarımızı Omicrona karşı korumak için 3-4 Rapel doz randevuları açıldı. Başarıyla aşılama programı devam etmektedir.

Bundan sonra tabii ki vatandaşlarımızın ve dünyanın aklında “nereye kadar aşı?” sorusu gelmektedir.

Bu sorunun cevabını şu an için net öngörmek imkânsız gibi olsa da ileriye dönük öngörülerimiz tabii ki olacaktır.

Çoğu hastalıkta bildiğimiz üzere aşılama belirli aralıklarla örneğin; Hepatit gibi hastalıklardan korunmak için antikor düzeyi düştükçe aşılama yapıldığını hepimiz bilmekteyiz. İleride de acaba pandemi bitene kadar antikor düzeylerine bakmak önem kazanabilir. Bilindiği üzere herkeste antikor aynı düzeyde oluşmadığı gibi aynı sürede de korumadığını görmekteyiz. İlerde gençlerden ziyade immun sistemi düşük ve 65 yaş üstüne ve risk gruplarına antikor düzeyi kontrolü yapılarak aşılamaya devam edilebilir.

Bir ikinci öngörümüz kuvvetle muhtemeldir ki virüs OMICRON da olduğu gibi çok yüksek hızla yayıldığı halde hastane yatışları az olabilir ve mevsimsel salgınlara dönüşebileceğini çok önceden de öngörülerimiz arasında zaten yer vermiştik.

Bizi şaşırtan yeni ve hastalık yapıcı varyant çıkmadığı sürece 2022 yaz ayından sonra pandemi yerine endemilerle salgının sonunu görebiliriz.

Başından beridir salgınla mücadelenin dinamik bir süreç olduğunu hep birlikte gördük ve yaşadık. Onun içindir ki ileriye dönük kesin ve net şöyle olur demekten hep kaçınmaya çalıştık. Şu an için aşırı korkulacak ve endişe duyacak bir durum olmaması ilerde olmayacak demek değildir, bunu tecrübelerle yaşadık.

Nereye kadar aşının net yanıtını ne yazık ki bize salgının seyri ve varyantların hastalık yapıcı özelliği gösterecek, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Sağlıklı günler dilerim.