Kıskançlık bir kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutumdur. Terkedilmekten beni bırakıp gitmenden deli gibi korkuyorum demenin kısa bir yoludur.
Bunun dışında da başkasının sahip olduğuna kendisinin de sahip olma gerekliliğini hissettiren bir duygudur.
Gerektiğinde ve yerinde olan kıskançlıklar ilişkiye heyecan katıp kişileri birbirine çeken bir durumdur. Bu konuyu es geçemeyeceğim tabi ki de.
“Kıskançlık ölümle şehvet arasındaki en tehlikeli sınırdır” demiş Ertuğrul Özkök.
Kıskançlık çok güçlü ve yıkıcı bir duygudur. İlk cinayetin sebebi olarak bile gösterilir. Konfüçyüs’e göre de yenilgi olarak adlandırılır.
Aşırı olan her şey gibi kıskançlıkta marazidir, hastalıktır.
Kıskançlık kişinin kendisine ve karşıdaki kişinin duygularına zarar verme aşamasına geldiğinde problem haline dönüşmektedir. Kıskançlık incinmiş ruhların sadizmi sonun başlangıcıdır.
Aşırı kıskançlık duygusunun sebebi; kendini değersiz çaresiz yetersiz ve yalnız hissetmesi inancı olabilir. Aşırı kıskanç kişi hayatındaki kişiyi aşırı kontrol eder, takip eder, hayatını kısıtlamaya çalışır. Bu kişinin özgüven Özsaygı eksikliği yaşadığının karşı tarafa güven duymadığının göstergesidir. Zamanla iki tarafta bu durumdan rahatsız olacak birbirinden soğuyup uzaklaşacaktır.
BU DURUMU NASIL AŞACAĞIZ PEKİ?
Her sorunda yapılması gereken şeyi yapıp sakin anınızda bu konuyu konuşarak, güven duygusunu kazanmak için karşılıklı çabalayarak, Şefkatin ve açık iletişimin çözemeyeceği bir şey yoktur bence. Eski ilişkilerde yaşanan olumsuzluklar güvensizlikler yeni ilişkiye taşınılmamalı, Unutmayın sağlıklı iletişim ve kocaman sarılmak kıskançlığın yıkıcı ve yıpratıcı etkilerini ortadan kaldıracaktır. Lütfen aşka sahip çıkın.
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
İnstagram.com/danis.ozaman
Yorumlar