Kaygı; Kişinin kendini endişeli veya tehditte hissettiği durumlara karşı göstermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir.
Anksiyete (kaygı) bozukluğu ülkemizde en çok görülen ruhsal hastalıkların arasındadır. Günlük yaşantımızda normal sayılacak düzeyde kaygı hissetmemiz olağandır. İnsanın doğasında olan duygular arasında da kaygı vardır. Normal olarak adlandırdığımız kaygıların kişiyi harekete geçirme, uyarma ve koruma etkisi vardır.
Zihninizde bir an yolda yürürken üzerinize doğru bir araba geldiğini canlandırın, o duruma karşı anksiyete göstermemeniz muhtemelen arabanın sizi ezmesine yol açacaktır. Tam tersi anksiyete (kaygı) hissetmeniz zihninizde size bir tehdit sinyali verip kaçmanıza sebep olacaktır. Kaygılarımızın psikolojik bir rahatsızlığa dönüştüğünü peki nasıl anlarız?
Günlük yaşantımız da kaygı duymak her ne kadar normal olsa da, durumda aşırılık-anormallik mevcutsa o zaman bir rahatsızlıktan bahsedebiliriz.
Anksiyetesi olan kişi sürekli kötüyü düşünür, bu düşünceler kişinin kendi kontrolünde gerçekleşmez. Kontrolden çıkan bu düşünceler çevremizle, ailemizle olan ilişkimizi veyahut iş hayatımızı olumsuz etkiliyorsa rahatsızlıktan bahsedebiliriz. Bu rahatsızlığın belirtileri çocukluk çağından başlayıp yetişkinliğe kadar devam edebilir. 30’lu yaşlar en sık görülen yaş grubu olmakla birlikte orta yaştan sonra azalmaktadır. Araştırmalara göre anksiyete bozukluğu kadınlarda daha sık görülmektedir.
Çocukluk çağından itibaren çok fazla müdahale edilen, aşırı korumacı olan ebeveynlerle büyütülen kişilerde görülme sıklığı daha fazladır. Anksiyete bozukluklarında genetik geçişlerde sebep olabilir.
Anksiyete bozukluğunu aşmak için neler yapılabilir?
Bizi kontrol altına olan kötü düşünceler yerine olumlu düşünceleri getirebiliriz.
Hissettiklerimiz her zaman doğru değildir. Sadece zihnimizin bize söylediklerine odaklanmak, bizi gerçek olmayan korkulara sürükleyebilir. Her zaman olumsuzu düşünmemeliyiz. Hiçbir şey sıkıntısız değil, zorluklar karşısında kendimizi bırakmak yerine, o zorlukların bize ne mesaj verdiğine odaklanmamız gerekir.
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
Yorumlar